top of page
Talip Koç ile Tiyatro Yazıları.png
THEATRE NEWS TURKEY
  • Facebook
  • Twitter
  • YouTube
  • Blogger
 TİYATRO KİTAPLARI-SÖYLEŞİ                 KÖŞE YAZISI            
Ben bir Menekşe Kızım
Esen Özman ile yeni kitabı üzerine konuştuk
Menekşe Kız
Art Shop
125 tl-256 sayfa
TALİP KOÇ
Esen Özman,Talip Koç
Talip Koç-Esen Özman
   ESEN ÖZMAN, denildiğinde
aklıma Devlet Tiyatroları'nın
en parlak döneminde ki güçlü kadınlar gelir. MELEK ÖKTE, MUAZZEZ KURTOĞLU bu isimlerin başında...  
Gün Be Gün
TALİP KOÇ
Adalet Ağaoğlu’na Verdiğim Söz
Adalet Ağaoğlu, Bursa Film Festivali, 1992

“…Gece, telefon çaldı.

Bursa’ dan genç, genç, genç bir ses TALİP KOÇ

Bir gençlik kültür kulübü adına arıyormuş.

Bir haberi, bir de benden bir isteği vardı.

Ama benim aklımda asıl kalan şu oldu

“ Güner Sümer ” i tanıyoruz. Anlatısıyla, oyunlarıyla…

Oyunlarının hepsini biliyoruz!...Nasıl olur?

Bu kadar genç insanlar Güner’ i nasıl bilebilirler!...”

 

   Bundan tam 25 yıl önce sevgili Adalet Ağaoğlu, kendisi ile bir gece yarısı yaptığımız telefon konuşmasını 7 Mayıs 1992 tarihli, Cumhuriyet Gazetesi’ nin Kitap Eki’ n de yayınlamıştı.(Foto / Sayfa 4)

   

ADALET AĞAOĞLU

CUMHURİYET GAZETESİ KİTAP EKİ

7 MAYIS 1992  /  SAHİFE – 4

Adalet Ağaoğlu’ nun 2 saatlik telefon

konuşmamızın bir bölümünü

yayınladığı yazısı

( Konuşmamızın geçtiği bölüm,

yazının en altında kırmızı çerçeveye

alınmış alan )

   

Bursa Film Festivali, 1992
Bursa Film Festivali, 1992

FOTO:

(SOLDAN SAĞA)

TALİP KOÇ

ADALET AĞAOĞLU

FERİDE ÇİÇEKOĞLU

 

YER:

BURSA /

ALMİRA OTELİ

   

Lebon Kültür Merkezi
cümleler oldu. Kitabı tamamlayıp bitirdiğinizde bu kadar donanımlı, işinin erbabı -ki günümüz Türkiyesi'nde kadın olmanın tüm dezavantajını hangi konum ve meslekte olursa olsun yaşayan kadınları da ele alacak olursak, farklı bir coğrafya da çok daha mutlu, huzurlu olacakken Esen Hanım Paris dönüşünden hissettiği pişmanlığı daha iyi anlıyorsunuz. Aile ilişkilerinden Devlet Tiyatrosu'na evliliğinden Paris yıllarına başarılı bir tiyatro sanatçısı objektif bir bakış açısıyla yansıtıığı kendi hayatını okurlarının beğenisine sunuyor. 
   Esen Hanım ile bir ay kadar önce konuşmamıza belki en uygun fon oluşturabilecek
130 yıllık tarihe sahip Pera Palas'ın pastahanesi Patisserie
de Pera'da görüştük. Yeni kitabı 'Menekşe Kız' merkezinde sanat yaşamını, hayata bakışını ele aldık.
   Kendi adıma zamanın
nasıl geçtiğini anlayama-dığım keyifli bir sohbet
oldu. Anı-biyografi türü kitaplar yazın dünyasında benim hep önceliğim olmuştur. Genellikle
bu tür kitaplar ülkemizde 
eş dost övme, selam
yollama ağırlıklıdır. 
  Tecrübe ve anıların gerçekliğine dayalı
kitaplar ise azınlıktadır.
Esen Hanım'ın kitabı
ise içtenlikle yazılmış,
iz bırakan eserlerden.  
Kitabı üç kez okudum, notlar aldım, kırmızı kalemle altını çizdiğim 
   'Menekşe Kız' özellikle tiyatroya gönül vermiş genç sanatçı adaylarına ısrarla tavsiye olunur.
   Oyunculuklarının yanı sıra tiyatroda yönetmenlikleriyle
de bilinirler. Esen Hanım bu özelliklere ek yazarlık, çevirmenlik, eğitmenlik...ilk aklıma gelenler. 15 yıl kadar önce geçirmiş olduğu o
talihsiz rahatsızlık sonrası bile hayata dört elle sarılmış, çalışmalarına ara vermemiştir.
Ben kendisinin hastalık sonrası Bursa Avp DT da sahnelediği ikinci oyunu 'Yazılıkaya'yı seyretme şansına sahip
olmuş, bir kez daha kendisine hayranlık duymuştum...
 TİYATRO FESTİVALLERİ            
Feyha Çelenk'e Tiyatro Ödülü
Devlet Tiyatroları, Bursa 11.Uluslararası 
TALİP KOÇ
Tamer Karadağlı-Feyha Çelenk
  Devlet Tiyatroları'nın düzenlediği Bursa 11. Uluslararası Balkan Ülkeleri Tiyatro Festivali nin açılışı, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı ve Devlet
Balkan Ülkeleri Tiyatro Festivali, başladı.
Talip Koç
Talip Koç

BURSA 11.ULUSLARARASI

BALKAN ÜLKELERİ TİYATRO

FESTİVALİ

AÇILIŞ GECESİ HATIRASI

Bursa Ahmet Vefik Paşa Devlet

Tiyatrosu önü (1.Mart.2024)

Bursa Balkan Tiyatro Festivali

BURSA TİYATRO GAZETESİ

2.MART.2024

Bursa 11.
Uluslararası
Tiyatro Festivali
Balkan Ülkeleri
Başladı.
Tiyatroları Genel Müdür Yardımcıları Sükun Işıtan
ve Emre Başer’in
katılımıyla yapıldı. Antalya
DT nun “Yoldan Çıkan
Oyun” adlı oyun ile açılışı
ile yapılan festival kapsamında Tiyatro Emek Ödülü, Devlet Tiyatrolarının ilk kadın müdürü, “Feyha Çelenk”e verildi. 
FESTİVAL PROGRAMI:
saat 14.00’te, Karagöz Müzesinde;
Antalya Devlet Tiyatrosu
“Yoldan Çıkan Oyun” ile 1 Mart, saat 20.00’de, AVP Sahnesinde ve 3 Mart, saat 15.00 ve 20.00’de, Tayyare Kültür Merkezinde;

Bulgaristan “Bir Serseri Masalı” ile 2 Mart, saat 20.00’de, AVP Sahnesinde;
Adana Devlet Tiyatrosu “Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin” ile 2-3 Mart, saat 18.00’de, Feraizcizade Oda Tiyatrosunda;
Kuzey Makedonya “Bir Halk Düşmanı” ile 3 Mart, saat 20.00’de, AVP Sahnesinde;
Trabzon Devlet Tiyatrosu “Kitaplar” ile 4 Mart, saat 20.00’de, AVP Sahnesinde ve “Sihirli Lamba” çocuk oyunu ile 5 ve 6 Mart, saat 14.00’te, Karagöz Müzesinde;
Ankara Devlet Tiyatrosu “Yüzyıllık Destan Ateş” oyunu ile 4 Mart, saat 20.30’da Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezinde; “Godot’yu Beklerken” ile 5 Mart, saat 19.00’da, Uludağ Üniversitesi Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezinde; “Gişe” ile 7 ve 8 Mart, saat 18.00’de Merinos Vagon Kafede;
Hırvatistan “Bakın Lokrum Dişlerini Nasıl Fırçalıyor” oyunu ile 5 Mart, saat 20.00’de, AVP Sahnesinde;
Bursa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu “39 Basamak” ile 6 Mart, saat 20.00’de AVP Sahnesinde;
Sivas Devlet Tiyatrosu “Gizli Bahçe’nin Bezelyesi” çocuk oyunuyla 6 ve 7 Mart, saat 14.00’te, Devlet Güzel Sanatlar Galerisinde;
Bosna Hersek “Macbett” ile 7 Mart, saat 20.00’de, AVP Sahnesinde,
Konya Devlet Tiyatrosu “Trendeki Kız” ile 7 Mart, saat 19.00’da Uludağ Üniversitesi Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezinde;
Arnavutluk “Anne” ile 8 Mart, saat 20.00’de, AVP Sahnesinde;
Sırbistan “Kel Şarkıcı” ile 9 Mart, saat 20.00’de, AVP Sahnesinde;
İstanbul Devlet Tiyatrosu “Çarpışma” ile 9 ve10 Mart, saat 18.00’de, Feraizcizade Oda Tiyatrosunda;
Kayseri Devlet Tiyatrosu “Denizkızı ve Sevimli Korsanlar” çocuk oyunu ile 9 ve 10 Mart, saat 18.00’de, Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesinde;
İzmir Devlet Tiyatrosu “Majestik” ile 10 Mart, saat 20.00’de AVP Sahnesinde Bursa'lı tiyatroseverler ile buluşacak.
FESTİVAL PROGRAMI:
Antalya Devlet Tiyatrosu
“Yoldan Çıkan Oyun” ile 1 Mart, saat 20.00’de, AVP Sahnesinde ve 3 Mart, saat 15.00 ve 20.00’de, Tayyare Kültür Merkezinde;

Bulgaristan “Bir Serseri Masalı” ile 2 Mart, saat 20.00’de, AVP Sahnesinde;
Adana Devlet Tiyatrosu “Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin” ile 2-3 Mart, saat 18.00’de, Feraizcizade Oda Tiyatrosunda;
Kuzey Makedonya “Bir Halk Düşmanı” ile 3 Mart, saat 20.00’de, AVP Sahnesinde;
Trabzon Devlet Tiyatrosu “Kitaplar” ile 4 Mart, saat 20.00’de, AVP Sahnesinde ve “Sihirli Lamba” çocuk oyunu ile 5 ve 6 Mart, 
 
Feride Çiçekoğlu-Adalet Ağaoğlu-Talip Koç

   Bu görüşmeyi yaptığımızda 20 li yaşlar değil tam 20 yaşındaydım. 1 ay sonra kendisi kurucusu ve sahibi olmakla gurur duyduğum Lebon grubunun ödülünü Feride Çiçekoğlu ile birlikte alacaktı.

Gece yarısı yaklaşık iki saat süren görüşmemizin sonunda kardeşi Güner’ in ve onun sevgili arkadaşı, elim bir kazada çok erken kaybettiğimiz Asaf Çiyiltepe nin anısına tiyatro dalında birer ödül vermeyi kararlaştırmıştık. Ancak ödüller popüler şahıslara değil projelere verilecekti.

 

   Kültür Merkezimiz branş olarak sinema ağırlıklı olduğu ve her sene zorlama ödüller yerine 7 şer yıllık zaman diliminde başarılı olacak projeler buldukça, ödüllendirilip desteklenecekti.

1991-94

1.BURSA TİYATRO ÖDÜLÜ

-AYRILIK MÜZİĞİ, OYUNU PROJESİ İLE…

-Binbaşı Şevket Oto

Bursa Tiyatro Ödülleri, 1992

Jüri nin etki altında kalmaması için sadece

Rumuzla katılımın yapıldığı proje yarışmasında,

Margueritte Duras’ ın

Ayrılık Müziği

projesi ile  “Şevket Oto” rumuzlu proje sahibi ödülü kazanmıştı. Jüri Üyeleri dahil bir oto galerici olduğu düşünülen eser sahibi Bursa’ da görev yapan Kıd.Binbaşı Şevket Oto çıkmıştı

1.Bursa Tiyatro Ödülleri, 1992
Talip Koç-Şevket Oto

   İlki bu görüşmeyi yaptıktan 5 ay sonra 1990 – 97 yılları arası için, elindeki Margueritte Duras’ ın Ayrılık Müziği projesi için destek arayan, bu proje için eserde adı geçen Paris Dorsey Garı’ na kadar gidip,

çalışmalar yapan, bunları da fotoğraflayan “Şevket Oto” rumuzlu proje sahibine ödül gitmişti.

Shakespeare Meselesi
Tiyatro Yazıları-1
Edebi Tetkitler:
Shakespeare Meselesi
-Hakikî Shakespeare-

Daha Shakespeare'in yaşadığı zamanlarda bile onun kıymeti, şahsı ve eserleri üzerinde muhtelif hükümler verilmeğe başlanmış, bu hal günümüze kadar, bazan kabarıp bazan sönerek devam etmiştir. Yeryüzünden sersem insanların tamamen yok olup gitmesine ve herkesin, ne kadar açık olursa olsun, her hakikati görmesine imkân olmadığını; ve sakat işleyen kafalar her zaman kendilerine yoldaş bulabileceği için bu nevi acayiplikler daha da devam edecektir. Yüksek kültürlü memleketlerde bir Shakespeare meselesi artık mevcut değildir. Oralarda ikide birde zuhur eden "orijinal" münekkit ve âlimler, kendilerine benzeyen beş on deliyi de bağırtıp çağırttıktan ve hakikî ilim ve sanat muhitlerini bir hayli güldürdükten sonra unutulup giderler. Halbuki bizde nedense bu gibi cinnet mahsulü fikirler ciddiye alınmakta, üzerinde durulacak meseleler telâkki edilmekte ve bu şekilde birçok kafalar bulandırılmaktadır. Bu yazımız, Shakespeare'in şahsı ve eserleri etrafındaki tereddütlerin ne kadar gülünç, ne kadar "bozuk kafalar mahsulü" olduğunu göstermek ve bir Shakespeare meselesi mevcut olmadığını ve olamıyacağını anlatmak için yazılmıştır.
olmağa başlamıştır. Goethe, Wieland, Lessing, Herder, Schiller hiçbir zaman Shakespeare hakkında bizim bugün malik olduğumuz malûmatın hattâ onda birine malik değildiler; fakat onlar Shakespeare'in sanatkârlığı hakkında bugünkü âlimlerden namütenahi(sonsuz) fazla şeyler biliyorlardı. Haricî şeyler hakkında fazla bilmeyi istemiyorlardı bile, çünkü bu onlara şairin özü hakkında fazla bir şey söylemiş olmayacaktı. Onlar bir şairin kıymetini, doğum yılının veya mektepte okuduğu sene adedinin şu veya bu olmasında değil, eserlerinde arıyorlardı. Shakespeare cahil falan değildi. Bir dram muharririnde olması lâzım gelen bütün meziyetlere, bütün kabiliyetlere malikti. Onun ilmî kifayetsizliğinden bahsetmek moda olduğu halde, iyi Yunanca bilmemekle dram yazamamak arasında ne gibi bir münasebet olduğunu söyleyen yoktur. Shakespeare, ne yaptığını, tiyatro eserinin nasıl yazılacağını, seyircileri alâkadar edecek şahısların ve vakaların nasıl olması lâzım geleceğini gayet iyi bilirdi. Voltaire'in "sarhoş vahşi" dediği adam, sahne sanatını herhalde bu Fransızdan fazla anlamıştı. Kendi memleketindeki lâtince mektebi bitiren, fakat üniversite tahsilini yapmayan Shakespeare, zamanının allâmeleri(çok bilenleri) nevinden bir âlim olmamakla beraber, çok geniş bir mütalâa ufkuna malikti. Eserlerini aldığı yerler, onun ne kadar çok, ne kadar muhtelif sahalarda okuduğunu gösterir. Ulema kitapları yerine bir sanatkâra daha fazla lâzım olan eserler, meselâ Fransız ve İtalyan hikâye kitapları, İspanyol romanları, seyahat tasvirleri, Yunan ve Roma şair ve muharrirlerinden tercümeler ve Montaigne'in yazıları gibi akıllıca şeyler okumayı tercih ediyordu, Fransızcayı da iyi bildiği muhakkaktır.Kısacası, bir parça aklı selimi ve edebî anlayışı olan adam görür ki, ne Shakespeare şahsiyeti sisler içinde kalmış, Homer gibi efsanevî bir adamdır, ne de okuması yazması kıt bir tulûatçı ve destancıdır. O, zamanındaki büyükler tarafından, tiyatro ve tiyatrocuların muhakker(horlanmış) mevkiine rağmen, takdir edilmiş, dikkati üzerine çekmiş, hayatı vesikalarla sabit ve malûm bir insan; ve sanatının şuuruna varmış, yaptığı işi çok iyi bilen, o zamanki mühmel mevkiine rağmen tiyatronun istikbalini ışık içinde gören emsalsiz bir dâhidir. Onun şahsiyeti ve eserleri etrafına bulanık bir perde çekmek istiyenler, bulanık suda balık avlamaktan hoşlanan anormal insanlardır.
KASIM 1934 / VARLIK
Shakespeare'in şahsı etrafındaki tereddütlerin en göze çarpanı, onun hayatı hakkında hemen hemen hiçbir şey bilinmediği yolundaki batıl itikattır. Bu rivayet, hattâ birçok aklı başında adamlar tarafından, bir mütearife (isim,eskimiş,mantık Belit) olarak kabul edilmekte, böylece birçok başka saçmalıkların da bu birinci saçmaya dayanarak ortaya atılmasına meydan verilmektedir. Şu hakikat evvelâ kafalara yerleşmelidir ki: On altıncı asrın hiçbir büyük tiyatro muharriri, hiçbir büyük İngiliz şairi hakkında, Shakespeare hakkında bildiğimizden daha fazla bir şey bilmiyoruz. Şu hakikatleri de göz önünde tutalım: O devirlerde aktörlerin mevkileri çok muhakkardı(horlanmıştı) ve dram muharrirleri hiçbir hürmet görmezler, hattâ resmen "edebiyat dışında" addolunurlardı. Shakespeare'in de hissedar olduğu Globe tiyatrosu yanmış ve bu yangında muharririn el yazıları ve birçok vesikalar zayi olmuştur. İngiltere'de o sıralarda birçok dâhilî harpler patlamıştır. 1642 senesinde, Püritenlerin galebesi ile, bütün tiyatrolar kapatılmış ve bunların yazıları darmadağınık olmuştur. 1666'daki büyük Londra yangını son vesikaları da kül yapmıştır. Bütün bunlar düşünüldüğü zaman, Shakespeare hakkındaki membaların, hayatı hakkındaki bilgilerin, hattâ insanı hayrete düşürecek kadar çok olduğu görülür. Sonra unutulmamalıdır ki, Shakespeare ve muasırları, bir tiyatro muharririnin bir eseri yazıp oynatmakla vazifesi bittiği ve bunu tabettirmenin(kitaplaştırmanın) küstahlık, belâpervazlık, hattâ mensup oldukları tiyatro hesabına zararlı bir iş olduğu kanaatinde idiler. Dramın ve tiyatronun bir ehemmiyet alması Shakespeare'den sonra başlar. Shakespeare'in tabileri(yayıncıları) o zamanın lisanına uyarak onun dramlarına "trifles" 
demektedirler.
Sonra birçok dostlarının söylediklerine göre, bu büyük muharrir silik kalmayı isteyen ve kendini göstermekten ziyade etrafı gözden geçirmeğe meyyal bir tabiatı olan bir adamdı.

1 Tanıtlanması gerekmeyen söz: aksiyom.
2 Yüksekten atıp tutmak.
3 Trifles: saçma şey, ehemmiyetsiz şey, cüziyat.
ne kadar yüksek tuttuğunu, ona ne kadar ehemmiyet verdiğini gösterdiği halde, edip ve şairler hakkında muhtelif dramlarındaki ehemmiyet vermeyiş ve küçük görüşler, onun matbu eserlere karşı lâkaytlığını gösterir. Ve bu adamın el yazısıyla dramı mevcut değildir diye birçok şüphelere düşmek, yukarıdaki izahattan sonra sahiden gülünç olur. Shakespeare, zamanında hiç de az takdir edilmiş bir kimse değildi. Birçok budalaların yaşayıp yaşayamadığından şüphe ettikleri bu adamdan, muasırları birçok yerlerde bahsetmişlerdir. Zamanındaki insanların kendisi hakkında 225 tane sözü, yani mevzubahis edişleri, hükümleri, telmihleri(anıştırmaları) kaydedilmiştir. Bunlar bir kitap halinde toplanmış olarak bu gün her bilgi isteklisinin ifadesine konulmuştur. -1- Francis Meres 1598'de çıkardığı (Pallas hâzinesi - Palladis Tamia) isimli kitapta Shakespeare'i eski klâsiklerle aynı dereceye koymakta ve "dostları arasında dolaşan şeker gibi tatlı soneler -2- ve on iki dramın muharriri olarak zikretmektedir. Daha o zaman lisandaki üstatlığını da takdir etmiştir: (İyi kurulmuş cümle - Fine filed phrase). Meres, kudretinin en yüksek misâllerini vermiş olmadığı bir devrede bile onun hakkında şöyle diyor: "Nasıl Euphrobus'un ruhunun Pythagoras'ta yaşadığı söyleniyorsa, Ovid'in tatlı ve lâtif ruhu da, tatlı dilli Shakespeare'de yaşamaktadır. Bunu onun "Venüs ve Adonis"i, "Lucrezia"sı ve hususî dostları arasında dolaşan tatlı soneleri isbat eder..."

-1-Munro: The Shakespeare allusion-book.
-2-His sugred sonnets among his private friends.

Shakespeare'in devrindeki şahsiyeti hakkında bir fikir vermek için, o zamanın şairlerinden Robert Greene'in bir yazısını alalım. Greene bu yazıda üç dostunu, yani o devrin en mühim üç edibi ve şairi olan Marlowe, Nash ve Peele'yi bu yeni doğan yıldıza karşı dikkate davet ve ikaz ediyor: "İşte uçmak üzere olan bir karga ki, bizim tüylerimizle mücehhezdir(donanmıştır) (ve kendi kaplan kalbi ile)* bir aktör postuna bürünmüştür. Zannediyor ki bizim en iyilerimiz kadar bir 'blanke verse' (beş aksanlı mısra) yazabilir. O tam manâsıyla bir hezarı fendir. -4- Kendi kanaatince de yegâne sahne sarsıcısıdır (Shake Scene).**" Shakespeare'in cahil olduğu iddiası da birçok aklı başında insanları yanlış yola sevk edecek kadar çok yayılmıştır. Okuması yazması pek az, malûmatı pek noksan olduğu rivayeti birçokları tarafından basit bir hakikat olarak kabul edilmektedir. Halbuki bu koskoca kanaatin, bu dev gibi yanlışlığın aslının ne olduğunu bilmek insanı katılarak gülmeye sevk eder. Bu saçma kanaat, "Ben Jonson'un, Shakespeare'in 1623'te neşredilen ve 'Folio nüshası' diye meşhur olan külliyatı asarına 5 yazdığı bir mukaddemede(önsözde), şairi göklere çıkarırken söylediği bir cümleden doğmuştur. Ben Jonson, emsali dünyaya gelmemiş bir adam olarak anlattığı Shakespeare'e hitap ederek: "Gerçi sen biraz Lâtince ve daha az Yunanca biliyordun, fakat büyüklük senin kendinde idi ve bunun önünde, Yunan ve Roma'nın gürleyici dahileri, eğilmelidir" diyor.
*
Shakespeare'den bir cümle.
4 Elinden birçok iş gelendir.

** Shakespeare ismi ile cinas.
5 "Tüm eserleri"ne.

İşte Shakespeare'in bütün cehaleti, Ben Jonson'un bu "sen biraz lâtince ve daha az Yunanca biliyordun" cümlesinden anlaşılmaktadır;
asırlardan beri birçok kafalarda yer eden, hattâ aksi düşünülmeyen bu yayılmış kanaat işte bu kadar gülünç bir membadan köklerini almaktadır. Zavallı Ben Jonson, en masum cümlesinin en sevdiği adam hakkında en sıkılmaz bir iftiraya kök olacağını bilseydi ne kadar üzülürdü. Bu misâl bile, insanların bazan ne kadar şümullü(kapsamlı) hatalara düşebileceğini gösterir. Zaten şairler 
hakkındaki hükümleri şairler, şiir tabiatı olanlar, şiiri sevenler değil de, âlimler ve edebiyat tarihçileri vermeğe başlayalı bu nevi hükümler bu kadar manâsız, yersiz, saçma
Goethe çok isabetli olarak Shakespeare dramları hakkında şunları söylüyor: "Shakespeare, piyeslerinin basılmış kitaplar haline gelebileceğini, bunların sayılıp birbirile mukayese edileceğini ve hesaba çekileceğini aklına bile getirmemiştir. Yazarken onun gözlerinin önünde daha ziyade sahne vardı. Dramlarını, sahneden aşağı doğru uzanarak kulaklara ve gözlere şöyle temas eden ve çabucak geçip gidiveren, elle tutulması, araştırılması imkânsız, hareketli ve canlı bir şey olarak görüyordu; ve bu şekilde mesele yalnız icap ettiği anda tesirli ve manâlı olmak idi." Hamlet'in tiyatro hakkındaki meşhur sözleri (Hamlet perde 3 sahne 2) muharririn sahneyi
-Hakikî Shakespeare-

1994-97

2.BURSA TİYATRO ÖDÜLÜ

-ÇÖPLÜK, OYUNU PROJESİ İLE…

-Turgay Nar

 

  Bursa Altıparmak, Halk Bankası’ n da memur olarak çalışan Turgay Nar, kurumumuz “Asaf Çiyiltepe Tiyatro Ödülü’ nü “Çöplük” adlı tiyatro

oyunu projesi ile almıştı. Sonrasında ödüllü projesi “Çöplük” oyununu Haluk Bilginer, Zühal Olcay ve Ahmet Uğurlu oynamışlardı.Turgay Nar, kurumumuz ödülünü aldıktan sonra bankacılığı bırakıp, kendini tamamen oyun yazarlığına adamıştır. 

Bursa Tiyatro Ödülleri, 1997

1997-2000

3.BURSA TİYATRO ÖDÜLÜ

-BURSA AVP DEVLET TİYATROSU MÜDÜRÜ

Emin Gümüşkaya

-BURSA OSMANGAZİ BELEDİYE BAŞKANI

Basri Sönmez

ELMASBAHÇE KÜLTÜR MERKEZİ, PROJESİ İLE..

 

Bursa, merkez Elmasbahçe Mahallesi’ n de

harabe halinde bir binadan “Elmasbahçe Kültür

Merkezi” adında kentin ihtiyacı olan tiyatro binası

yapmaları münasebeti ile…

 

Maalesef hepimizin bildiği, Bursa Avp Devlet Tiyatrosu'nu da kapsayan olaylar neticesinde biz de ödülleri vermeyi askıya aldık. Kimbilir belki o gücü yeniden kendimizde bulur, Adalet Hanım'ın vasiyetini yerine getirmeye devam edebiliriz...

Theatre News Turkey, Vefat, Füruzan
Theatre News Turkey, Vefat, Ayla Algan
Theatre News Turkey, Vefat, Tolga Savacı
Denzel Washington, tiyatro oyunu
New York Times, tiyatro oyunu

Gelecek sezon Broadway'de Denzel Washington Othello'yu, Jake Gyllenhaal ise Iago'yu canlandıracak

Denzel Washington
tiyatro oyunu
tiyatro oyunu
Conrad Murray

Romeo ve Juliet, Polka tiyatrosu, Londra
Trajediyi hip-hop'la ele alan bir bakış açısı, sosyal medyada kavganın alevlendiğini ve balkon sahnesinin FaceTime için yeniden düzenlendiğini ancak duygusallıktan yoksun olduğunu gösteriyor.

11-17.Mart.2024
Cyrano / Varlık Dergisi
Tiyatro Yazıları-1
             CYRANO
Cyrano'nun İstanbul Şehir Tiyatrosu'ndaj oynanmasi üzerine birçok gazetelerde birçok yazilar yazildı. Bu arada bir başyazar, bir başyazısında Cyrano de Bergerac müellifi Edmond Rostand'ın asrının  
en büyük muharriri oldugunu soyliiyor. Bu eser işinin son günlerde de Agah Sırrı Levend bir yazi yazdı. 23 .1.1946 tarihli Ulus'ta iken bu yazida Agah Sırrı Levend eserin Paris'teki temsilini şöyle anlatiyor
"... Aktor eserin giizel parçalanndan biri olan burun kasidesini okurken yahut Gaskonya beylerini öven mısralan alkışlar arasında bitirirken, kalpten kalbe akan asil bir heyecanın zevki ile herkes mest ü hayrandı."
Agah Sırrı Levend üç buçuk sütun süren büyük yazısının sonlannda da şöyle diyor "Eser ilerleyip de perdeler degiştikçe mısralarının, güzellik ve kıvraklıktan doğma bir sanat havası içinde tatlı bir ahenkle akıp gittigini görüyordum. "Kitabı ayrıca gozden geçirmek imkanını henüz bulamadığım için dili hakkında kesin bir hükme varmaktan çekinmek isterim."
                       1.ŞUBAT.1946
       MUAMMER KARACA
Muammer Karaca yine şehrimizde. Bu sene de Cebeci Çiçek Bahçesi'nde temsiller veriyor. ilk oynadığı eseri kendi yazmış Platin Palas. Tiyatro tarihinde büyük eserler vermiş aktörlere rastlıyoruz. Ama Muammer sadece aktör kalsa daha iyi edecek. Biz onu, daha çok, bütün insanlarda gorülen halleri çok güzel belli ettigi vakit, çok kere de, hiç söylemedigi nükteleri için seviyoruz. Muammer'in bu seneki kadrosu da geçen senekine nazaran daha kuvvetli. Uzun seneler bir çok operetlerde seyrettiğimiz Süruri ailesinden Celal Sururi ile Ali Sururi var. Bunlara bir de son günlerde Atila Revüsü'nde oynayan Lütfullah Sururi'nin kızı, Gülriz Sururi katıldı. Çok genç olmasına rağmen büyük şeyler vaat eden Gülriz Sururi vücudu, sesi ve danslanyla bir operet sahnesi için daima bir kazanç olacaktı.
Orhan Veli Kanık, Tiyatro Yazıları
Şükriye Atav
Cyrano de Bergerac (1946)
         VARLIK DERGiSi
Bir zamanlar seve seve okuduğumuz Varlık dergisi, son yıllarda aşağı yukan ölü bir hale gelmişti. içinde zaman zaman güzel yazılar da çıkıyordu; çıkıyordu ama, o yazılar Varlık dergisini o durgun havadan kurtaramıyordu. Duyduğumuza göre bu emektar dergi şöyle bir silkinip yeniden canlanmaya niyet etmiş. Bu ayın sonunda çıkaracağı sayıya eski şairlerinden, eski yazarlarından parçalar koyacakmış. Koyacakmış değil de koyacak diyeyim. Çünkü ben bu haberi derginin sahibinden duydum. Üstelik, dergiye girecek yazılardan bir çoğunu da okudum. Şiirler arasında Ziya Osman Saba'nın, Ahmet Muhip Dıranas'ın, Cahit Sıtkı Tarancı'nın

Melih Cevdet Anday'ın, Oktay Rifat'ın, Sabahattin Kudret Aksal'ın, Cahit Külebi'nin, Necati Cumalı'nın hepsi ayrı ayrı giizel, birer şiiri var. Şiiri sevenlerin bu dergiyi zevkle okuyacaklarından eminim. Aynı dergide, ilgi uyandıracağından aynca emin oldugum bir yazı da Sabahattin Eyüboğlu'nun tiyatro hakkındaki yazısıdır. Üstünde çok durulmuş, çok düşünülmüş bir yazı. 
Sabahattin Eyüboğlu bu yazının
bir yerinde (çıkmamış bir yazıdan parça almaya hakkım yok ama, alacağım) şöyle diyor "Tiyatro sokakla arasını açtı mı, kolay kolay kendine gelemiyor artık. Salonları, kibarlar çevresini kazanmak isteyen tiyatro ister istemez incelip züppeleşiyor, nükteden öteye geçmez oluyor. Nükte de iyi şeydir; ama, likör misali, hoşa gitmekle kalır. İnsanı ne doyurur, ne coşturur. Sahnede söz rakı gibi sert, su gibi cömert gerek. "Tiyatro özünden halkın, çoklugun malıdır. Demokrasinin doğduğu yerde dogmuş, onunla beraber gelişmiştir. " ... Bundan otürü tiyatronun en şaşmaz münekkidi (eleştirmeni) halk olmuştur." Bu fikirlerin Sabahattin Eyüboğlu'na ne zaman geldigini, nasıl geldiğini biliyorum. Geçn yazdı; Muammer Karaca, Cebeci'de bir açık hava tiyatrosunda temsiller veriyordu. Bu temsiller çok tutuldu. Tutulmasma sebep de
Muammer Karaca'nın, sahnede halkın diliyle konuşması, halkın 
hislerine terciiman olarak konuşması idi. Halk, bir tuluat sahnesinde, kendi davasının
müdaafasını kendi dili, kendi hicvi, kendi mizahı içinde seyrediyordu. Halkın Fransızca ile karışık mükalemelere (karşılıklı konuşma), vurguncuya, karaborsacıya hıncı vardır. Bir halk sanatkan çıkıp da bunları bütün gülünçlüğü ile ortaya koydugu vakit halk onu alkışlar. Halk kendisinin ifade edemedigi şeyleri sanatkarında görmek ister.
Sabahattin Ali, tiyatro yazıları
Orhan Veli Kanık, tiyatro yazıları
AYIN OYUNLARI / 15-21.Mart
Aynısı, tiyatro oyunu
Özgür Turhan - Aynısı
BursaBAOB Sahne, Bursa
Mart - 15
Sonum Başlangıcındır
SONUM BAŞLANGICIMDIR
Bursa Feraizcizade Oda Tiyatrosu
Mart - 15
Meraki
MERAKİ
Bursa Ahmet Vefik Paşa
Devlet Tiyatrosu

Mart - 15
tiyatro oyunu
Ben Fidel
BursaPodyum Sanat Mahal
Mart - 15
tiyatro oyunu
Don Quijote

BursaÇeksanat Görükle Kültür Merkezi

Mart - 15

tiyatro oyunu
Salıncakta İki Kişi
BursaBursa Aspera Sahne
Mart - 15
tiyatro oyunu
Peter Pan
BursaBursa Aspera Sahne
Mart - 16
Sonum Başlangıcındır
SONUM BAŞLANGICIMDIR
Bursa Feraizcizade Oda Tiyatrosu
Mart - 16
Meraki
MERAKİ
Bursa Ahmet Vefik Paşa
Devlet Tiyatrosu

Mart - 16
Şeker Portakalı Tiyatro Oyunu
Şeker Portakalı
BursaPodyum Sanat Mahal
Mart - 16
Kurtarıcı Köpekler Tiyatro Oyunu
Kurtarıcı Köpekler
BursaBAOB Sahne, Bursa
Mart - 16
Hendek Tiyatro Oyunu
Hendek
BursaÇeksanat Görükle Kültür Merkezi
Mart - 16
Çapkının Düşü Tiyatro Oyunu
Çapkının Düşü
BursaPodyum Sanat Mahal
Mart - 16
İkinci Dereceden İşsizlik Yanığı
İkinci Dereceden İşsizlik Yanığı
BursaKafa Sahne
Mart - 16
Fairfly
Fairfly
BursaBursa Aspera Sahne
Mart - 16
Charlie'nin Çikolata Fabrikasında
Yaramazlar Sirki Kampta
Bir Barbie Rüyası
Kırmızı Başlıklı Kız
HARİKALAR MUTFAĞI
Dev Kurbağa
Charlie'nin Çikolata Fabrikasında
BursaPodyum Sanat Mahal
Mart - 17
Yaramazlar Sirki Kampta
BursaBAOB Sahne, Bursa
Mart - 17
Bir Barbie Rüyası
BursaEkim Sanat Sahnesi
Mart - 17
Kırmızı Başlıklı Kız
BursaKafa Sahne
Mart - 17
HARİKALAR MUTFAĞI
BursaAhmet Vefik Paşa Bursa Devlet Tiyatrosu
Mart - 17
Dev Kurbağa
BursaÇeksanat Görükle Kültür Merkezi
Mart - 17
Yılbaşı Hikayesi
Yılbaşı Hikayesi
BursaBursa Nilüfer Belediyesi Uğur Mumcu Sahnesi
Mart - 17
Bremen Mızıkacıları Grımm Kardeşler
Bremen Mızıkacıları Grımm Kardeşler
BursaBursa Aspera Sahne
Mart - 17
Hayat Gibi
Komedyen Kadınlar
Komedyen Kadınlar BursaBAOB Sahne,
Mart - 17
Profesyonel
Profesyonel
Bursa BAOB Sahne, Bursa
Mart - 19
UÇURTMANIN KUYRUĞU
UÇURTMANIN KUYRUĞU
Bursa Ahmet Vefik Paşa 
Devlet Tiyatrosu
Mart - 19
Hidayet Tılı
Hidayet Tılı - Tek Kişilik Stand Up
Bursa Lalibi Meşelipark
Mart - 19
İlker Gümüşoluk
UÇURTMANIN KUYRUĞU
Ağustos Böceği İle Karınca
Ağustos Böceği ile Karınca
Bursa Podyum Sanat Mahal 
Mart - 20
İsmail Nuri Stand Up
İlerleme
İlerleme

Bursa Çeksanat Görükle Kültür Merkezi

Mart - 20

MAİ VE SİYAH
MAİ VE SİYAH
Bursa Ahmet Vefik Paşa Devlet Tiyatrosu
Mart - 21
UÇURTMANIN KUYRUĞU
Stand Up Gecesi Falan
Boşanma Teklifi
Meddah Gösterisi
Meddah

Bursa Tayyare Kültür Merkezi

Mart - 21

Talip Koç, tiyatro yazıları
Talip Koç, tiyatro yazıları

12.Mart.2024.Salı

18.00 Bursa Avp DT

-Sonum Başlangıcımdır 

20.30 Bursa Avp DT

-Meraki

TALİP KOÇ

12.Mart.2024.Salı

Bursa Avp DT

50 yıl sonra, yeniden Bursa Avp Devlet Tiyatrosu'nda...
   Yazarı Molière'nin 400.Doğum yılında prömiyeri gerçekleşen Meraki oyunu,
arada geçen iki yıla karşın Bursa'lı tiyatroseverlerin ilgisiyle Bursa Avp DT da kapalı gişe oynamaya devam ediyor. 

   Oyun bilindiği üzere 
Molière'nin Hastalık Hastası eserinden, dönemin Bursa Valisi Ahmet Vefik Paşa tarafından çevirilip, uyarlanmıştır.

   2023 yılı 
Ahmet Vefik Paşa'nın 
200.Doğum yılı olmasının yanı sıra, oyunun yönetmeni Mert Hürol'un dedesi, Ekmel Hürol'un da Meraki'yi Bursa Ahmet Vefik Paşa Devlet Tiyatrosu'nda sahneleyişinin 50.yılıydı. Bu ayrıntıyı oyunun başında bizlere hatırlatan sevgili Bora Özkula'yı da yürekten kutlarım.
   
   Oyuna gelecek olursak dekorundan,
kostümüne, ışığından müziğine 
koreografisine kusursuza yakındı. Sahneye seyircilerin arasından gelen 
Akif Oktay'ın Bora Özkula ile 'rap' danslı söylemleri görülmeye değerdi. Her ikisi de 1980'li yıllardan itibaren Bursa'da izleyip, sevdiğimiz sanatçılarımızdandır.

   Oyunun yıldızı hiç kuşkusuz peltek doktor Tamiz rolüyle
Erdem Erdoğan'dı. Bu başarısını oyun sonrası aldığı alkışlar ile de perçinledi. Evin sahibi Rihleti'yi parmağında oynatan kalfa Hayfa rolüyle Belgin Bilgin, yine evin fettan kızı Selma rolünde Gizem Çakmak, gay eczacı rolünü abartıdan uzak, mükemmele yakın sergileyen 
Orhan Ergün 
ile yardımcısı rolünde Ferhun Yılmaz'da başarılıydı. 
Meraki
1 Perde - 1 saat 35 dakika
Yazan: Molière
Uyarlayan: Ahmet Vefik Paşa
Yöneten: Mert Hürol

OYUNCULAR:
İş Arayan / Rihleti: Bora Özkula
Hayfa: Belgin Bilgin
Sıtkı / Suat Cenk Turan
Anlatıcı / Liyneti Akif Oktay
Celma: Ayşe Dinç
Selma: Gizem Çakmak
İmadi: Efecan Baştürk
Tamiz: Erdem Erdoğan
Hasene: Çağla Genç Özkaymak
Hokneti: Orhan Ergün
Zühreti: Ferhun Yılmaz
Kısmet: Zeynep Yılmaz

Dekor Tasarımı: Hakan Babaoğlu
Kostüm Tasarımı: Funda Çebi
Işık Tasarımı: Ali Karaman
Müzik: Emin Serdar Kurutçu
Koreografi: Meltem Yorulmaz
Yönetmen Yardımcısı: Yasemin Şener
Asistanlar: Rabia Tutal,
Zeynep Yılmaz

Sahne Amiri: Civan Ödemiş
Kondüvit: İsmail Ale
Işık Kumanda: Tolga Korucuoğlu
Suflöz: Atike Bolulu
Dekor Sorumluları: Nuri Yavuz,
Sinan İlkılıç
Aksesuar Sorumlusu: Ahmet Tutar Kadın Terzi: Ezgi Alver
Erkek Terzi: Zafer Doğan
Perukacı: Ahmet İrikaya
Bora Özkula
   2017-22 yılları arası Trabzon Devlet Tiyatrosu'nda görev alan Efecan Baştürk ilk kez bu oyunla Bursa'lı seyircilerin karşısına çıktı. Zaman ilerledikçe performansının daha da artacağına olan inancım yüksek. Bu yolda kendisine başarılar diliyorum.

   Oyundan aktaracağım son bir dipnot ise oyunun gündemdeki konuları takip etmesi. Rihleti-Bora Özkula'nın son günlerin popüler dizisi İnci Taneleri'nde ki 'dilber dansı'na yaptığı vurgu buna en güzel örnek.

   Bir teşekkür de, sanatçı ve emekçilerine rahat bir çalışma ortamı sağlayan Bursa Ahmet Vefik Paşa Devlet Tiyatrosu Müdürü Arzu Tan Bayraktutan ile seyircilerin salona girişinden oyunun bitimine her ihtiyaçlarıyla ilgilenen İdari Müdür Mustafa Kandı'ya. İyi ki varlar. Daha nice uzun yıllar birlikte olabilmek dileği ile!...

 
Oyunun Afişi
Bora Özkula (Rihleti)
   Her geçen sene, kendisini aşan usta oyunculuğuna bu oyunda da yaşlı eşi Rihleti'nin ölümüyle konacağı mirasın hayallerini kuran Celma rolünde Ayşe Dinç, yine genç yaşına rağmen Bursa Avp DT da her rolün üstesinden başarıyla gelen, Sıtkı ile Suat rolüyle
Bursalı tiyatroseverlerin sevgilisi 
Cenk Turan, kısa rollerine karşın düşük performans göstermeyen Çağla Genç Özkaymak,
 Zeynep Yılmaz...
Einar Hanson, Mauritz Stiller ve Greta Garbo Ayasofya Camii önünde...(1924)
Patisserie  de Pera
Pera Palas Oteli
Agatha Christie'nin Doğu Ekspresi’nde Cinayet'i
TALİP KOÇ
   1892 yılında ünlü Orient Express'in Paris-İstanbul seferine katılan yolcularını ağırlamak için yapımına başlanıp 1895 yılında açılışı yapılan PERA PALAS OTELİ, Mustafa Kemal Atatürk'ten  
Kraliçe II. Elizabeth'e Mata Hari'den Cicero'ya farklı kesimlerden ünlü yolcuları günümüze değin ağırladı.

   Konumuza yani 'tiyatro' ağırlıklı sanatçı ve yazarların mekanı olarak 'Pera Palas Oteli'ni ele alacak olursak otelin ünlü yolcuları arasında 
Zsa Zsa Gabor, Greta Garbo, Sarah Bernhardt, Alfred Hitchcock, Pierre Loti, Ernest Hemingway ilk aklıma gelenler arasında.

   Bir konuk var ki oteldeki odasında sonradan pek çok filmi çekilmesine karşın tiyatro sahnelerinde de yerini alan ünlü Doğu Ekspresi’nde
Cinayet eserinin yazarı AGATHA CHRİSTİE.

   Agatha Christie, Doğu Ekspresi’nde Cinayet ve tiyatro demişken bu günlerde Atilla Şendil ile Savaş Özdural'ın sahneye koyduğu, aralarında yine Atilla Şendil, Oya İnci, Özdemir Çiftçioğlu'nun da yer aldığı oyundan bahsetmeden geçemeyeceğim. 
   İhtiyar Adam ve Deniz, Çanlar Kimin İçin Çalıyor, Silahlara Veda ve Klimanjaro’ nun Karları eserleriyle ortalama edebiyat kültürü olan herkesin yakından tanıdığı, Ernest Hemingway, 1922 yılında The Toronto Daily Star adlı bir Kanada gazetesi adına savaş muhabiri olarak geldiği
Türkiye’ de bir ay kaldı. Bu süre içerisinde Mudanya Müterakesi'ni de yerinde takip etmişti. İstanbul'da kaldığı süre içerisinde Pera Palas Oteli'nde de kalmıştı.
Talip Koç, Pera Palas Oteli
Talip Koç, Beyoğlu
yazdığı mekan
Ernest Hemingway

ERNEST HEMİNGWAY

Sarah Bernardt
   Fransa'nın ünlü tiyatro oyuncusu Sarah Bernardt'da Pera Palas'ın ünlü müdavimleri arasında. Dört kez geldiği İstanbul'da Yıldız Sarayı'nda II.Abdülhamit 'in huzurunda da sahneye çıkmıştı.

SARAH BERNHARDT

Greta Garbo
Talip Koç
  Stockholm Kraliyet Tiyatrosu'nda eğitim gören ve özellikle de 36 yaşında bırakmasına karşın sinemada 
efsaneleşen GRETA GARBO'
nun da yolu Pera Palas ile kesişenlerden.
Greata Garbo, Türkiye
Greta Garbo, İstanbul sokaklarında...(1924)

GRETA GARBO

ARA GÜLER-ALFRED HITCHCOCK
Greata Garbo, Türkiye
  Bir İstanbul Hikâyesi (En historia från Konstantinopel) filmi için 30 Kasım 1924 tarihinde geldiği İstanbul'da 50 gün süreyle Pera Palas'ta kalır.
Alfred Hitchcock, Ara Güler

ALFRED HITCHCOCK

Talip Koç, Pera Palas Oteli
Talip Koç, Pera Palas Oteli
   Gerilim ve korku filmleri denilince ilk akla gelen isim ALFRED HITCHCOCK'ta
Pera Palas'ın müşterilerindendi

TALİP KOÇ

PERA PALAS OTELİ-PATİSSERİÈ DE PERA

ŞUBAT-2024

bottom of page